Câhit Sıtkı Tarancı

2 Ekim 1910 yılında Suriçi Cami Kebir Mahallesi 3 nolu evde dünyâya gelen Câhit Sıtkı Tarancı, çocukluk ve gençlik yıllarının bir bölümü bu tarihi evde geçmiştir.

Babası Bekir Sıtkı, annesi Arife hanımdır. Diyarbakır’ın soylu ailelerinden olan Pirinçcizade’lerdendir. İlk tahsilini Diyarbakır’da tamamladı. Daha sonra Orta öğrenimi için İstanbul’a gönderilerek, Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi’ne yazıldı.

Burada dört yıl okuduktan sonra, Galatasaray Lisesinde tamamladı (1931). Sonra İstanbul’da Mülkiye Mektebi’nde (1931 – 1935) ve Yüksek Ticaret Okulu’nda okudu. Yüksek öğrenimini ise, Paris’te Sciences Politiques’te tamamladı. (1938 – 1940).

Öğrenimi sırasında Paris Radyosu’nda Türkçe yayınlar sipikerliği yaptı. 2. Dünyü savaşı nedeniyle Türkiye’ye döndü.

1944 yılından başlayarak Ankara’da Anadolu Ajansı, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığı’nda çevirmen olarak çalıştı. Câhit Sıtkı Tarancı, 1951 yılında Cavidan Tınaz’la evlendi. 1954 yılında ağır bir hastalığa yakalandı ve felç geçirdi.

Câhit Sıtkı Tarancı hayâtı

Türkiye’de tedavisi sonuç vermeyince, Viyana’ya götürüldü. 13 Ekim 1956 tarihinde, orada bir hastanede vefat etti ve Ankara’da toprağa verildi.

Sanat için sanat” ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış, ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır.

Câhit Sıtkı Tarancı’nın açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere başvurmuştur. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir.

Ayrıca; yitik aşklar, mutlu sevdâlar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayâtın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Câhit Sıtkı Tarancı, Fransız şairlerinden, özellikle Baudelaire ve Verlaine’den etkilenmistir. Şairin önemli kitapları arasında “Otuzbeş Yaş”, “Ömrümde Sükut”, “Düşten Güzel” ve “Ziya’ya Mektuplar” sayılabilir.
Kaynak: cahitsitkitaranci.uzerine.com

Bir yanıt yazın