Yavuz Top

Yavuz Top, 1950 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesinde dünyâya geldi. O yıllarda Tercan ve civar köyleri Erzurum’a bağlı olduğundan, Yavuz Top’un nüfusu Erzurum’un Aşkale ilçesine kayıtlıdır. Yavuz Top’un kendi ağzından hayâtı: “7 yaşımdan beri “bağlama” çalmaktayım.

1967 yılında, 17 yaşımda iken, T.R.T. İstanbul Radyosu sınavlarını kazanıp, “Yetişmiş Bağlama Sanatçısı” olarak, hiçbir staj ve kursa tabi tutulmaksızın, yayınlara katılmaya başladım.

Müzik çevrelerinde, süratli bağlama çalmam nedeniyle, virtüöz olarak nitelendirilmekteyim. 1976 yılında açılan, İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda, “Bağlama Hocası” olarak görev yaptım. 1980 yılında bu görevimden ayrıldım.

Halk müziğimizin çağdaşlaşabilmesi ve evrensel düzeye gelebilmesi için, çalışmalara başladım. Bunun için halk çalgılarından oluşan bir orkestra kurdum. Halk müziği tarihimizde ilk kez, “Çok sesli halk müziği” denemeleri yaparak, televizyon ve radyolarda yayımlanmasını sağladım.

Bu çalışmalar sırasında, halk müziğindeki yaylı grubu ve bas eksikliğini görerek, Asya ve Anadolu kaynakları araştırmalarımla; halk müziği kontrbası, halk müziği çellosu, halk müziği kemanı (yaylı kopuz, ıklığ) yaptım ve halk müziği çevrelerinde kullanılmasını sağladım. Bu çalışmalarla müziğimizi geliştirirken, o müziği üreten müzik aletlerinin de evrimini tamamlamasını ve kaybolmaya yüz tutmuş müzik aletlerimizin günümüzde yeniden kullanılmasını amaçladım.

Bağlama sanatçılığının yanı sıra, sesimi de kullanarak; yedi tane kişisel, yedi tane de “Muhabbet Grubu” diye bilinen arkadaşlarımla albüm yaptım. Londra, Kopenhagen, Paris, Kôln, Viyana, Amsterdam, Lahey, Metz, Berlin, Zürich, Lozan, Bern, Sydney, Melbourne, Frankfurt gibi, dünyânın çeşitli kentlerinde halk müziğimizi başarıyla temsil ettim. Tarihinde ilk kez Timur Selçuk şefliğinde, Devlet Senfoni Orkestrası ile konserler verdim. Gerçekleştirdiğim film müzikleri ile, çeşitli ödüller aldım.

300’e yakın halk türküsü derleyerek, halk müziği repertuarımıza kazandırdım (Gafil Gezme Şaşkın ve Yarim Senden Ayrılalı gibi çok sevilip söylenen türküler de bunların içindedir). Halk Müziği formunda 50’ye yakın türkü besteledim. (Sevdiğim Bir Gün Bana ve Bu dert Haktan mı gelmiştir bunlardan sadece ikisi).

Halk müziğinin kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi ve yaygınlaşabilmesi için, açmış olduğum müzik merkezinde, yüzlerce öğrenci yetiştirdim. Bunlar; Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum radyolarında ve çeşitli devlet korolarında ses ve saz sanatçısı olarak görev yapmaktadırlar.

Halen T.C. Kültür Bakanlığı bünyesinde, solist sanatçı olarak görevliyim. İstanbul – Kadıköy’de “Ezgi ve Deyiş Konukevi” inde yöneticilik yapmaktayım. Ülke insanımızı, çeşitli müziklerin etkisinden kurtarabilmek, kendi müziğimizin, günün müzik ihtiyacı ve soundunu yakalamakla olası olduğunu düşünüyorum.

Halkı sevmenin yolunun halkın ürettiği güzellikleri (müzik, edebiyat vs.) sevmek ve kuşaktan kuşağa aktararak yaşatmakla ilgili olması gerektiği inancımdan dolayı, yaşamımı bu anlayışa göre düzenlemiş durumdayım. Lise mezunuyum, evliyim ve Ezgi ile Deyiş adında iki kızım var. Kaynak: yavuztop.com

Bir yanıt yazın