Âmâ Kadri Efendi, musiki tarihimizde bazen Kadri Bey, bazen de Âmâ Kadri Çelebi gibi isimlerde anılır.
Hayâtı hakkındaki bildiklerimiz hemen hemen Esad Efendi‘nin vermiş olduğu bilgilerden ibarettir. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmiyor.
İstanbul’lu ve “âmâ” olduğunu, güzel bir sese, yüz güzelliğine sahip bulunduğunu öğreniyoruz. Sultan II. Osman, Sultan İbrâhim, Sultan IV. Murad, Sultan IV. Mehmed dönemlerinde yaşadığı dikkate alınarak, 1650-1651 yıllarında ölmüş olabileceği tahmin ediliyor.
Esad Efendi, Kadri Bey için “Sir aheng (tok sesli) ve dilkuşa ve vakıf-ı esrar-ı nagamat” idi diyor. “Meşhur-i cihan olmuş ve ikiyüz eser bestelemiştir.” diye eklenmesine rağmen, günümüze beş-altı eseri gelebilmiştir.
Bu eserler bile onun bestekarlık alanındaki kabiliyet ve kudretini pek güzel anlatır. Özellikle Neva makâmındaki ağır semaisi klasik musikimizin bir şaheseridir.
Ağır Semai formunun en eski örneği olan bu eserin, terennüm bölümlerindeki bir dert yanışın, Tanrı’ya yönelişin sözlere bağlanışı sesleri buralarda en güzel, en içli melodik ifadesini bulmuştur.
Eski güfte mecmualarında kayıtlı bulunan eserleri ile incelenirse, Kadri Bey’in hep büyük formları kullanarak beste yaptığı görülür. Âmâ Kadri Efendi, çok gösterişli ve ihtişamlı bir uslubla besteler yapmıştır.
Kaynak: eksd.org.tr