Viyolonsel çalgısı

İngilizce: cello, Fransızca: violoncelle, İtalyanca: violoncello, Almanca: violoncello, Türkçe: viyolonsel olarak bilinen çalgının tarihi, 11. ve 12. yüzyıllardaki 1. Haçlı Seferlerine kadar dayanmaktadır.

“Cello” (çello), İngiliz ve Almanlar tarafından ortak olarak kullanılmıştır.

Yaylı çalgılar (violin) ailesinin bas enstrümanı olan viyolonsel, 16. yüzyılın başında, değişik ölçüler ve ses aralığına sahip olarak yaylı çalgılar ailesinin (6 telli eski tarz viyolonsel) olarak bilinen bir üyesi olarak ortaya çıkmış, yaylı çalgılar ailesindeki yerini alması hemen hemen bir yüzyılı bulmuştur.

Viyolonselin boyutları 16. ve 17. yüzyıllarda fark edilir bir şekilde (gövde uzunluğu 73 ve 80 cm arasında) sürekli değişmiş, çoğunlukla 79 ile 80 cm’lik büyük modeller tercih edilmiştir.

1710 yılında Antonio Stradivari’nin 75 ile 76 cm’lik ortalama bir uzunlukta karar kılmasıyla günümüzde kullanılan standart uzunluğu ortaya çıkmıştır.

Enstrüman çalma tekniklerinin hızlı gelişimi ve artan müziksel istekler doğrultusunda 18. yüzyıl boyunca yaylılar ailesinde değişiklikler yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Viyolonselde de çalgının boyun ve sap kısmı uzatılarak köprü yükseltilmiş, en ince ve en sıkı gergin teller ile daha net ve daha uyumlu bir sese sahip viyolonsel ortaya çıkmıştır.

Çalgının dizler arasında tutularak çalınmasındaki zorluğun giderilebilmesi için ayarlanabilen destek çubuğuna ihtiyaç duyulmuştur. Pik adı verilen bu çubuk ilk kez Servais tarafından kullanılmış ve çalgının evrimi tamamlanmıştır. Viyolonsel, telli çalgılar ailesinin yaylı çalgılar sınıfında çeşitli rolleri olan bir çalgıdır.

Orkestrada viyolonsel grubunun işlevi, genellikle kontrabas ile bas partisini seslendirmektir. Temalar, eşlik figürleri ve orkestraya canlılık katan her çeşit pasaj, viyolonselin görev alanındadır. Teknik özellikleri açısından insan sesinin üç rengini verebildiğinden oldukça etkili konçerto ve resital çalgısı olan viyolonsel, orkestra ve oda müziğinde de önemli bir yer tutar.

Viyolonselin belli başlı bölümleri

  • Gövde,
  • Yanlıklar,
  • F delikleri,
  • Pik,
  • Kuyruk (tel takacağı),
  • Kuyruk kirişi,
  • Fiksler (madensel burgular),
  • Tuşe (sap),
  • Tuşe tahtası (boyun),
  • Üst eşik,
  • Eşik (köprü),
  • Salyangoz (baş),
  • Burgular ve
  • Burgu kutusu.
Viyolonsel

Yayın bölümleri

  • Çubuk,
  • Kıllar,
  • Vida,
  • Uç,
  • Tutak (sarma) ve
  • Topuk.
viyolonsel 02

Viyolonsel, ağaçtan yapılır ve yapımında akustik hesaplar kullanılır. Ses titreşimini sağlayan üst tabla (göğüs) ile arka tabla (sırt) ve bunları çevreleyen yanlıklardan oluşur. Üst tabla, ladin ağacından, arka tabla, yanlıklar, sap, eşik akça ağaçtan, tuşe, burgular ve kuyruk ise abanoz ağacından yapılır. Viyolonselin gövdesi, standart boyutlara göre 75 ile 76 cm arasında değişmektedir. Üst tablada, ses eşiğinin iki yanında bulunan, F delikleri içeride oluşan tınıyı dışarı verir.

Tuşe, kendini kuşatan besleme takozları (tuşe tahtası – boyun) ile kasnaklara pekişerek zarif bir kıvrımla son bulur. Viyolonsel çalarken yayın sürüldüğü, parmakların düşürüldüğü, uzun ve belli ölçülerde gerili cisimlerin her birine tel denir.

Tellerin her biri değişik ve belirli bir kalınlıktadır. İyi bir ton elde etmede, tellerin kalitesi ve kullanılan malzeme önemli bir faktördür. Teller, bir ucu gövdeye bağlı tel takacağı (kuyruk) ile öteki ucu salyangoz üzerinde bulunan burgu kutusundaki burgulara takılır.

Burgulardan tellerin gerginliği ayarlanır. Tel takacağı üzerinde yer alan fiksler, daha ince akort yapmak içindir. Akort düzeni birim “la” ya ve beşli aralığa göre düzenlenmiş bir viyolonselde, teller kalından inceye doğru “do – sol – re- la” olarak sıralanır.

Yay (arşe), iki ucu (topuk ile uç) arasında kıl gerili çubuktur. İdeal yay çubuğu “fernanbuk” ağacından yapılanıdır. Bunun yanı sıra “pelesenk ya da gül” ağacından veya “karbonfiber”den yapılan arşeler de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Topuk, yayın tutulacak (yani sağ el parmakların üzerine yerleştiği) bölümüdür. Yay çubuğu, bu bölümde daha kalındır.

, viyolonsel yayının daha ince ve hafif bölümüdür. Kullanım süresi ve ses kalitesi bakımından doğal yay kılı (at kılı) tercih edilir.

At kıllarının yaylarda kullanılması 13. yüzyıla kadar uzanır. Yayın dip bölgesinde bulunan sarma (tutak), yayın kolay kavranmasını ve işaret parmağının kontrolünü sağlar. Topuk ucundaki vida ile yay kılının gerginliği azaltılır veya artırılır.

Bakım ve koruma

Viyolonsel ve yayın; etkili, verimli, uzun süreli kullanımı, bakım ve korumayla ilgilidir. Viyolonsel ve yay, su geçirmez kılıf içerisinde korunmalı ve taşınmalı; çok soğuk, sıcak, nemli ya da kuru ortamlarda, doğrudan güneş ışığında bırakılmamalı ve tozdan uzak tutulmalıdır.

Viyolonsel çalmaya başlamadan önce yayın kılları gerilir ve tellerden ses çıkması için reçine sürülür. Çalışma bittikten sonra kıllar, tekrar vida yardımı ile gevşetilir. Viyolonsel çalmada uygun boyutta çalgı seçimi, eğitimin başlangıç aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli koşuldur.

Viyolonselin büyüklüğü ile kişinin fiziksel yapısı uygun olmalıdır. Viyolonsel ve yay, insan bedeninin ölçüleri göz önüne alınarak; çeyrek, yarım, üç çeyrek ve tam viyolonsel olmak üzere dört farklı ebatta yapılır. Kişinin kendine göre büyük ya da küçük bir çalgıyla çalışıyor olması, eğitimin niteliğini etkiler.

Viyolonsel ve yay seçiminde, fiziksel özelliklerinizi de göz önüne alarak, öğretmeninizden ya da bu alandaki uzman eğitimci ve sanatçılardan görüş alabilirsiniz. Kaynak: meb.gov.tr

Bir yanıt yazın