Ercüment Batanay

9 Nisan 1927 tarihinde İstanbul’un Kasımpaşa semtinde Tanburî Hafiz Kemal Batanay’in oğlu olarak dünyâya gelen Ercüment Batanay, tanburla 3 yaşında tanıştı.

Uzun yıllar İstanbul Radyosu’nda ve sahnelerde dinleyenleriyle buluşan Batanay; Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla, Muazzez Abaci ve Müzeyyen Senar gibi pek çok ünlü sanatçıya, mızraplı tanburuyla eşlik etti.

4 Mayıs 2004 tarihinde, 77 yaşında vefat eden Ercüment Batanay, kendine özgü üslûp sahibi tanbur ustalarından biriydi. Profesyonel sanat hayâtında birçok enstrümantal besteye imza attı.

“Kilise çanları”, “Virtüöz”, “Endülüs Geceleri” ve “Oya’nın Konçertosu” gibi unutulmaz besteleri yaratan Batanay, 1995 yılında da Peter Gabriel ile birlikte “Sinemada Bir Dolunay” adlı filmin müziğini yaptı.

1950’lere kadar tanburuyla harikulade eserler veren Ercüment Batanay’a o dönemde, “Cemil gibi çalacak ve Cemil‘i yaşatacak” gözüyle bakılıyordu.

Devrin pek çok ünlü ismi ise, aynı sahnede Batanay ile olmak için amansız bir mücadele içindeydi. Ancak, sanatçı askere gidip geldikten sonra yeni bir hayât çizdi kendisine. Askerde, önceden tanıdığı yaylı tanburu daha da geliştirdi ve döndükten sonra mızraplıyı bırakıp, kendi icat ettiği enstrümanla çalmaya başladı. Ardından da gazinolara adım attı.

Şimdilerde basit bir ayrım gibi gelse de, o dönemde sanatçının bu yol ayrımı çok keskindi ve epey bir süre tartışıldı. Tanburi Cemil Bey‘in son halkası ve “üslup sahibi son tanburi” olan Ercüment Batanay, artık klasik musiki meşklerinde olmayacaktı. Bu kabul edilir bir şey değildi. Batanay’ın yeni bir saz icat etmesine sevinenler de oldu, mızraplı tanburu bıraktığı için üzülenler de…

Bu tarihten sonra artık mızraplı tanbur onun için ikinci saz, sonraki yıllarda da sadece bir hatıra olarak yerini alacaktı. Musiki meclislerinde yaklâşık 50 yıldır alttan alta tartışılan bu konu, Batanay’ın “Tanbur” albümüyle yeniden gündeme gelecek gibi gözüküyor. Sanatçının kendisi için mızraplı tanbur “bir dönemin hatırası” olsa da, pek çok kimse bu albümdeki nefis icraları dinledikten sonra “keşke üstad mızraplıya devam etseydi” diyecek.

Albüm, sanatçıyı ve bu tartışmaları yeniden hatırlatırken, çalışmaya eşlik eden ve gazeteci (aynı zamanda tanburi) Murat Bardakçı’nın hazırladığı kitapçık da üstadı yeni nesillere tanıtacak. Tanburu 72 yıldır hiç bırakmadı Ercümend Batanay. Babası Kemal Bey, musiki bilgini Rauf Yekta Bey‘in Beylerbeyi’ndeki köşküne giderken yanında götürdüğü oğlu Ercümend, arka odada tanburla oynardı.

Bir gün Kemal Bey Rauf Yekta ile meşk ederken, yan odadan gelen tanbur sesine kulak verdi. İkili, odanın kapısını açtıklarında, küçük Ercümend’in bir eliyle yerdeki tanburun tellerini çektiğine, diğer eliyle de perdelerin üzerinde ses aradığına tanık oldu. Rauf Yekta Bey, odadan ayrılıp birkaç dakika sonra elinde küçük bir tanburla geri döndü.

“Bunu oğlum Ahmet için yaptırmıştım ama, haylaz, eline bile almadı.” deyip tanburu Ercüment’e uzattı. Batanay’ın da bir tanburu vardı hem de tanbur bir oyuncak değil, önemli bir müzik ustasının kendisine hediye ettiği enstrümandı. Sanatçı bundan sonra, bir ömür elinden tanburu hiç bırakmadı.

Bu olaylardan yaklâşık dört yıl sonra Batanay, dokuz yaşındayken üstad Tanburi Mesud Cemil Bey ile tanıştırıldı. Küçük tanburi, çaldığı Hisarbuselik taksimle Mesud Cemil‘i kendisine hayran bıraktı. Üstad da küçük tanburiye ders vermek istediğini babasına iletti. Ercüment Batanay, tanburun inceliklerini ve ekol üstaddan öğrendikten sonra, 60 yıl boyunca onun öğrettikleriyle tanbur icra etti.

Henüz 10 yaşındayken Sâdettin Kaynak‘ın oğullarından birinin sünnet düğününde, eline tanburu alıp devrin büyük sanatçılarına eşlik etmesi, sanatçının hayâtını değiştirdi. Artık Batanay, küçük yaşına rağmen aranan bir sazendeydi. Askerden döndükten sonra, 1948 yılında Hamiyet Yüceses‘in davetiyle, Taksim’deki Kristal Gazinosu’nda sahneye çıkması, sanatçının yaşamında yeni bir sayfa açtı. Mızraplı tanburu bırakıp, yaylı tanburlarla bu tarihten sonra devrin ünlü sanatçılarının arkasında çalmaya başladı.

Perihan Altındağ, Zeki Müren, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Muazzez Abacı ve Bülent Ersoy arasında, Batanay için rekabet başlamıştı. Sanatçının yaylı tanbur icralarından olan pek çok kaydı bulunuyor. Kaf Müzik tarafından yayınlanan “Tanbur” adlı iki CD’lik albüm, sanatçının yarım asır ötede kalmış ve artık dinleme imkanı bulamadığımız 22 eserinden oluşuyor.

Albümde sadece Ercüment Batanay yok, kimi parçalarda ona lavtayla Mesud Cemil Bey, kemanıyla Cevdet Çağla ve Nubar Tekyay, kemençe ile Haluk Recai de eşlik ediyor. Ercüment Batanay’ı yarım asır sonra da olsa mızraplı tanburuyla dinlemek son derece keyifli. Kaynak: facebook.com

Bir yanıt yazın