Fâruk Nâfiz Çamlıbel, 18 Mayıs 1898 tarihinde, Orman ve Maadin Nezareti memuru Süleyman Nazif’in oğlu olarak, İstanbul’da dünyâya geldi.
İlk ve orta öğrenimi için Bakırköy Rüştiyesi ile ardından Hadika-i Meşveret İdadi’sine gönderildi. Henüz lise yıllarındayken şiirler kaleme almaya başlayan Fâruk Nâfiz Çamlıbel’in “Eserlerimin Ruhu” adıyla yayımlanan ilk şiiri, 1913 yılında Peyam gazetesinin edebiyat ekinde yer aldı.
Ertesi yıl, “Saat” adlı manzumesi Çocuk Dünyâsı dergisinde yayımlandı. Yüksek öğrenimine, İstanbul Darülfünun’u Tıp Fakültesinde devam ederken, 1917 yılında aldığı bir teklif üzerine eğitimini yarıda keserek, Ati gazetesinin yazı işleri bölümünde çalışmaya başladı.
Cenap Şahabettin ve özellikle de Yahya Kemal Beyatlı‘dan ve dolayısıyla Servet-i Fünun akımından oldukça fazla etkilenen Çamlıbel, ilk şiirlerini aruz vezniyle kaleme aldı. Ancak sonraları, Milli Mücadele döneminin aydınlara verdiği yenilikçi ilhamdan yola çıkarak, Türkçenin yalınlaşması, yabancı kelimelerden ve kalıplardan uzaklaşılması düşüncesini benimseyerek hece vezniyle yazmaya başladı.
Milli edebiyatın oluşabilmesi, geliştirilebilmesini misyon edindi ve Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon gibi Yeni Lisan’cılarla birlikte, Türk edebiyat tarihinde “Beş Hececiler” adıyla anılır oldu. 1918 yılında yayımlanan, “Şarkın Sultanları” adlı ilk şiir kitabıyla, edebiyat camiasında tanınır hale geldi.
1919 yılında ise, ikinci kitabı “Dinle Neyden”i çıkardı ve adını geniş kitlelere duyurma fırsatı yakaladı. Oldukça verimli bir şair olan Çamlıbel, aynı yıl “Gönülden Gönüle”yi yayımladı. Aynı zamanda, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının gelişmesinde büyük rolü olan çeşitli dergi ve gazetelerde çalıştı.
Gençlik yıllarında aruz vezniyle yazdığı şiirlerinin de basıldığı, İleri (1917-18), Yeni Mecmua (1918), Şair (1918 – 1919), Ümid (1919 – 1921), Edebi Mecmua (1919), Nedim (1919), Temaşa (1920), Yarın (1921-1922) ve daha birçok yayın organında yer aldı.
1921 yılında, Kurtuluş Savaşı’nın melankolik sosyal havasından etkilenerek, bir aydın olarak, ancak halkın eğitilmesi ve bilinçlendirilmesine yardım etmek suretiyle mücadeleye en faydalı şekilde destek verebileceğini düşünerek, öğretmenlik yapmak istedi. İlk görev yeri, Kayseri’ydi. Bu sayede Fâruk Nâfiz Çamlıbel, Anadolu’da cereyan eden gerçek savaşın içine girmiş oldu ve soluduğu bu yerel havayı ileriki eserlerinde işledi.
Ünlü şiiri “Han Duvarları”nı ve daha pekçok eserini bu duygu yoğunluğu içerisinde kaleme aldı. Anadolu köylüsünün; savaş, eğitimsizlik, yoksulluk sebebiyle yüzyüze geldiği acıların, ilk defa tiyatro sahnesinde gözler önüne serildiği, “Canavar” (1924 – 1926) adlı lirik tiyatro oyunu da, şairin realist bakış açısıyla aynı yıllarda satırlara döktüğü, önemli eserleri arasındaydı.
1924 yılında Ankara İlköğretim Okulu’na tayin edildikten sonra, 1932 yılına kadar, edebiyat öğretmenliği görevini Ankara’da sürdürdü. Yeni devletin yapılandırılması için yoğun şekilde faaliyet gösteren siyaset çevrelerine yakınlaşması nedeniyle, bu alana ilgi duymaya başladı.
Başkentte geçirdiği yıllar boyunca, sevilen şiirlerini “Çoban Çeşmesi” (1926), “Suda Halkalar” (1928) gibi kitaplarda toplayarak yayımladı. 1932 yılından sonra görevine İstanbul’da devam eden ünlü şair, Vefa Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi ve ardından Amerikan Koleji’nde bulundu.
Bu dönemde, “Akın ve Özyurt” (1932) gibi tanınmış tiyatro oyunun yanı sıra, “Onuncu Yıl Marşı”nı (Behçet Kemal‘le birlikte – 1933), “Bir Ömür Böyle Geçti” (1933) derleme şiir kitabını ve Atatürk‘ü konu alan “Kahraman” (1933) adlı oyununu yazdı. Ertesi yıl, sevdiği şiirlerini biraraya getirdiği “Elimle Seçtiklerim” adlı derleme kitabını yayımladı.
1936 yılında ise, ilk roman çalışması olan “Yıldız Yağmuru”nu kaleme aldı. Bu eserini takip eden yıllarda “Akarsu” (1937), “Akıncı Türkleri” (1938), “Tatlı Sert” (1938) ve “Yayla Kartalı” gibi, yeni şiirlerinin yer aldığı kitapları basılan Çamlıbel, sanatçı kimliğini terk etmeksizin, siyasette aktif rol almaya karar verdi.
1946 seçimlerine, Demokrat Parti’den katıldı ve İstanbul ilinden milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 tarihindeki ihtilale kadar görevini aralıksız sürdüren Fâruk Nâfiz Çamlıbel, darbe sonrasında diğer birçok DP milletvekiliyle birlikte suçlu bulunarak tutuklandı ve Yassıada’daki cezaevine gönderildi. 15 ay tutuklu kalmasının ardından, aleyhine açılan davalardan beraat ederek serbest bırakıldı.
Sonrasında, Arnavutköy’deki evinde inzivaya çekilen şair, Yassıada’da geçirdiği zaman içerisinde yazdığı “Zindan Duvarları”nı 1967 yılında, “Han Duvarları”nı ise 1969 yılında yayımladı. “Çamdeviren”, “Deli Ozan” gibi mahlaslarla mizah şiirleri de kaleme almış olan Çamlıbel, Anayurt adlı bir de dergi çıkarmıştır.
Milli edebiyatımızın kaydettiği ilerlemeyi Anadolu’ya yansıtmaya çalıştığı gibi, Anadolu’nun sıkıntılarını da edebiyatla dile getirmeye çalışmıştır. Her ne kadar eski bir İstanbul beyefendisi olsa da, ülkenin geri kalmış yörelerini görmezden gelmemiş, ince bir sanatçı hassasiyetiyle bu sorunların temeline inmiştir. Şiir ve manzum oyunların yanı sıra, çocuk piyesleri de yazmıştır. Fâruk Nâfiz Çamlıbel, 8 Kasım 1973 tarihinde çıktığı yurt gezisinde, Akdeniz sularında seyreden Samsun vapurunda hayâtını kaybetti.
Eserleri
Şiir
- Şarkın Sultanları (1919)
- Gönülden Gönüle (1919)
- Dinle Neyden (1919)
- Çoban Çeşmesi (1926)
- Suda Halkalar (1928)
- Bir Ömür Böyle Geçti (1933)
- Elimle Seçtiklerim (1934)
- Akarsu (1937)
- Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938)
- Akıncı Türküleri (1938)
- Heyecan ve Sükûn (1959)
- Zindan Duvarları (1967)
- Han Duvarları (Seçme Şiirler, 1969)
Oyun
- Canavar (1925)
- Özyurt (1932)
- Akın (1932)
- Kahraman (1933)
- Yayla Kartalı (1945)
Roman
- Yıldız Yağmuru (1936)
- Ayşe’nin Doktoru (1949)
Kaynak: biyografi.info