Ahmet Yamacı, 1926 yılında Burdur’un Tefenni ilçesinde dünyâya geldi.
Bölgenin en iyi müzisyenlerinden biri olarak bilinen ve 3 yaşındayken kaybettiği babası, yörede Çil Mehmet adıyla anılırdı.
Annesi ise Kasap Halil’in kızı Fatma’dır. Ahmet Yamacı, müzikle adeta bütünleşmiş bir ailenin 5 çocuğundan en küçüğüdür. Babasının ölümünden sonra, ondan hatıra kalan bir bağlama ile, 5 – 6 yaşlarında Halk Müziği çalışmalarına başladı.
İyi bağlama çalan amcasının yardımlarıyla, bağlama çalmayı ilerletti. İlk okulu Tefenni’de bitirdikten sonra, 1939 yılında Ankara Kırıkkale Gedikli Sanat Okuluna girdi. Fakat bazı ailevi nedenlerden dolayı okuldan ayrıldı ve 1940 yılında sınavla, Gönen Köy Enstitüsü’ne (İlk Öğretmen okuluna ) öğrenci olarak girdi.
Burada ögrencilik yıllarında; mandolin, keman akordeon, ağız mızıkası çalmasını öğrendi. Aynı yıllarda halk oyunlarımızı oynamak ve başkalarına öğretmekten büyük zevk duyardı.
1944 yılında Ankara Radyosunda açılan bir sınavı kazanarak, halk müziği dalında ilk memur saz sanatçısı olarak göreve başladı. Ankara devlet konservatuvarı öğretmenleriden, Saadet İkesus ve Nurullah Taşkıran’dan dersler aldı. 1946 yılında vatani görevini yapmak üzere askere gitti.
Askerde, saksafon çalmasını öğrendi ve notasını dahada ilerletti. Askerliğini bitirdikten sonra tekrar radyodaki görevine döndü. Ankara Atatürk Lisesi’nde, 4 yıl öğretmenlik yaptı. Birçok halk müziği sanatçısının yetişmesinde büyük emeği geçen Muzaffer Sarısözen‘den çok yararlandı ve kısa zamanda onun sağ kolu durumuna geldi.
1954 yılında İstanbul radyosunda kurulan, yurttan sesler Korosu’na şef olarak atandı. 1955 yılında Behçet Kemâl Çağlar ile birlikte hazırladıkları, güzel vatanımızdan adlı program bir hayli ilgi gördü. İstanbul radyosundaki görevlerinin dışında; Aksaray Musiki Cemiyeti, çağaloğlunda açılan özel konservatuvar, Beşiktaş Barbaros ilkokulu ve halk evinde halk müziği sevenlere solfej, nota, saz ve ses dersleri verdi. Buralardan yetişen binlerce öğrencilerden bazıları, radyo ve sahnelerde sanatlarını icra etmektedirler.
Çalışmalarından biri de film müzikleridir. 1964 yılında Berlin’de yapılan dünyâ film festivali’nde birincilik kazanan Türk filmi, “Susuz yaz”ın müziğini Ahmet Yamacı yaptı. Yurdumuzun il ve ilçelerini gezerek, buralardan 500 den fazla türkü ve 150 kadar da oyun havası derledi. Derlemelerinin çoğunu anında notaya aldı.
Türkü ve oyun havalarının birçoğu, T.R.T. müzik dairesi Türk halk müziği ve oyunları repertuvar kurulunca kabul edilerek yayınlandı. Halk müziği ve oyunlarımıza uzun yıllar hizmet veren Ahmet Yamacı, bu süre içerisinde halk müziği ve oyunları yarışmalarında jüri üyesi olarak görev yaptı.
T.R.T.’de çalıştığı yıllarda, müzik dairesi Türk halk müziği repertuar ve denetleme kurulu üyeliği, T.R.T.’de yetiştirilmek ve yetişmiş olarak alınan halk müziği ses sanatçılarının sınavlarında jüri üyesi olarak görev aldı.
1980 yılında TRT İstanbul radyosu Türk halk müziği ve oyunlan şube müdürlüğüne asaleten atanan Ahmet Yamacı, 1982 yılında aynı görevde iken kendi isteği ile emekliye ayrıldı.
Halk müziği ve oyunlarımıza uzun yıllar hizmet vermiş, bağlama’nın sevilmesinde, tanıtılmasında ve birçok sanatçının yetişmesinde emeği geçmiştir. Ahmet Yamacı, 21 Mart 1987 tarihinde İstanbul’da vefat etmiş ve Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilmiştir.