Hâfız Yusuf Efendi

Hayâtı

Hâfız Yusuf Efendi; 1857 yılında, o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde bulunan Girit adasının, Hanya şehrinde dünyâya geldi.

Babasının adı Ahmed’dir. Küçük yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a geldi.

Müşir Şakir Paşa’nın himayesinde öğrenimini tamamladı. Paşanın konağında yapılan mûsiki toplantılarında bulunarak mûsiki zevkini ve mûsiki anlayışını geliştirdi.

Konağa devam eden ünlü sanatkârlardan bu sanatın inceliklerini öğrendi.

Bu konuda belli bir hocası olmamakla birlikte gerek bu toplantılarda, gerekse devam ettiği meşkhânelerde mûsikimizin gelenek ve kaideleri hakkında teknik bilgiler elde etti.

Trabzon defterdarı Şefik Bey’in daveti üzerine bir ara Trabzon’a gitti ve orada çalıştı. O sıralarda Şehremini (belediye başkanı) Rıdvan Paşa’nın isteği ile geri İstanbul’a döndü ve Fatih Belediyesi “Tahrirat Kâtibi” oldu.

Bildiği eserlerin çokluğu ile ünlü olan Hâfız Yusuf Efendi yaşadığı sürece hâfız, hanende ve mevlidhan olarak tanındı. Çok öğrenci yetiştirmiştir. Bazı okullarda fahri mûsiki öğretmenliği yaptı.

En tanınmış öğrencileri Lemî Atlı ile Münir Nurettin Selçuk‘tur. Enderûn’dan yetişmekle birlikte bir süre burada çalıştığı için Enderûni, uzun süre Kadıköyü’nde oturduğu için “Kadıköylü” sıfatları ile tanınırdı.

“Şark Mûsiki Cemiyeti”nde Ali Rıfat Çağatay‘la birlikte yıllarca öğretmenlik yaptı. Vezneciler’de, Zeynep Hanım Konağı’nın karşısında küçük bir tütüncü dükkânı çalıştırdı. Bunun için “Attar” da denmiştir. 1925 yılında Haydarpaşa Nümûne Hastahanesi’nde öldü ve Karacaahmed mezarlığına defnedildi.

Hâfız Yusuf Efendi XX. yüzyıl içinde yetişmiş ve yaşamış bestekârlar arasında dikkat çekici bir simadır. İyi bir mûsiki öğrenimi görmemesine rağmen, Hacı Ârif Bey‘le başlayan şarkı geleneği içinde güzel eserler veren ve kaidelere bağlı olan halkalardan biridir. Şarkılarının içinde güzel olanları çoğunluktadır. Marş bestelemeyi de denemiştir. Bilinen eserleri elliye yakındır.
Kaynak: eksd.org.tr

Bir yanıt yazın