Cevdet Çağla

Ahmet Cevdet Çağla, 1900 yılında İstanbul Acıbadem’de dünyâya geldi. Babası Tophane İmalât-ı Harbiye Mektepleri müdürü topçu kaymakâmı (Yarbay) Eşref beydir. Babası Eşref Bey ressamlık yapar, keman çalardı ve annesi Nazime hanımefendi de kıymetli bir piyanist idi.

Cevdet Çağla çok küçük yaştan itibaren bu amatör musikişinas aile topluluğu içinde büyümüş ve gerekli musiki zevk ve terbiyesini anne ve babasından almıştır. İlk musiki dersini komşuları olan Musullu Âma Hâfız Osman’dan Türk mûsikîsi dersi alarak başladı.

Henüz yedi yaşlarında iken, zamanın alafranga keman üstatlarından Antonyadis’den de batı musikisi dersleri almaya başladı ve keman tekniğini ilerletti.

Orta öğrenimini Bebek Frerler Okulunda yaparken okul orkestrasına girerek keman bilgisini ilerletti. 1916 yılında (16 yaşında) Maarif Nezareti tarafından musiki eğitimi yapması için Almanya’ya gönderildi.

Lise tahsilini ve keman eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndü ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi’ne başladı. Yüksel okula devam ederken Dârültâlim-i Mûsikî Cemiyeti’ ne dâhil oldu ve aralıksız 15 yıl devam etti. Mısır’a ve Almanya’ya giderek başarılı konserler verdi. Cemiyetin başkanlığından Kemani Reşat Bey’in çekilmesiyle onun yerine geçti. 1927 yılında İstanbul Radyosu faaliyetlerine katıldı.

1938 yılında Ankara Radyosu’nun işletmeye açılması ile “repetitör artistliğine” tâyin oldu, 1949 yılına kadar devam etti. Ankara’da bulunduğu yıllarda Fehmi Tokay‘ın Ankara’ da faaliyette bulunduğu Ankara Musiki Cemiyeti’ndeki çalışmalara katıldı.

1950 yılında İstanbul Radyosu’nun müzik yayınları şefliğine atandı. 1956 yılında Türk ve Irak hükümetleri arasındaki kültür anlaşmaları sebebiyle Bağdat Konservatuarı keman hocalığına tayin oldu.

1959 senesinde yurda dönerek, tekrar İstanbul Radyosu müzik yayınları şefliğine tekrar başladı. Cevdet Çağla, kıymetli bir keman üstâdı ve icrâcısı olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir bestekârdır. Temiz icrası, klâsik üslûbu, eşlik etmedeki ustalığı, yaptığı taksimlerdeki üstün geçki tekniği ile usta keman sanatkârlarındandı.

Şed yollarını iyi bildiğinden, alışılmamış perdeleri kullanarak yaptığı sürprizli geçkileri ile tanındı. Yirminci yüzyıl Türk musikisinin en dikkate değer bestekârlarındandır. Geleneğe bağlı şarkı bestekârları arasında kendisine sağlam bir yer edinmiş, ustalıklı, başarılı, ifâdeli eserler besteledi. Klâsik geleneklere bağlı olmakla beraber, eserlerinde zevkli, yadırganmayan bazı yenilikler de uyguladı.

Yüz kadar eseri olduğu bilinen Cevdet Çağla, 22 Şubat 1988 tarihinde İstanbul’da hayâta vedâ etti. Evli olan Cevdet Çağla’nın Ahmet Çağla adında oğlu ve Hülya (Yalım) adında bir kızı var.

Makbule Ablamın yanında oturuyoruz, bestekâr Sâdettin Kaynak‘a götürdüler beni. O, Cevdet Çağla’ya telefon açtı İstanbul Radyosu’na: “Bir kızımız var Karadeniz türkülerini şahane okuyor” dedi. Bir mektup yazdı Cevdet Çağla’ya, elime tutuşturdu “Bu zarfı Cevdet Çağla’ya ver, hemen git” dedi.

Cevdet Çağla besteleri

Cemile Cevher Çiçek’in anısı

İstanbul Radyosu’na gittim, müracaata sordum, “Masanın yanından geç, görürsün Cevdet Çağla’yı” dediler. Tabi o zaman kemençeci Hasan Sözeri var İstanbul Radyosu’nda, korosu da var orada.

Cevdet Çağla’yı bulup verdim mektubu. “O kız sen misin?” dedi, “Benim” dedim. Hasan Sözeri’yi çağırdı, bir Karadeniz türküsü okudum. Daha sonra radyoda göreve başladım.”

İrfan Doğrusöz‘ün anısı

İstanbul Radyosu programlarına katılmaya başladım. Koro arasında sololar yapıyordum.

Bir gün canlı program bitince stüdyoya rahmetli Türk Musikisi şefi Cevdet Çağla girmiş ve bana üç gün sonra Radyoda tek başına yarım saatlik program yapacaksın, programını hazırla bana gel demişti.

Büyük bir mutluluktu, tabii ve ayrıca “Yesari Asım‘dan da parçalar koy” diye eklemişti. Ondan okumaya adeta beni itmişti. Belki de Radyocu olmak öyle bir tarzın, üslubun mikrofondan duyulmasını istemişti. Böylece Radyoya girmiştim.

Eserleri her dönemin değerli icracıları tarafından icra edilen Cevdet Çağlanın sözlerini Münir Ebcioğlu‘nun yazdığı hüzzam makâmındaki “Şu göğsüm yırtılıp baksan” isimli eseri Muazzez Abacı Yavuz Plakta 45’lik olarak, Muazzez Ersoy “Nostalji-3” albümünde Melihat Gülses ise Altın Şarkılar serisinde seslendirdi.
Hazırlayan: Suat Yener – Kaynak: musikiklavuzu.com

Cevdet Çağla belgeseli

Bir yanıt yazın