Ali Rızâ Avni Tınaz, 1931 yılında, İzmir’in Aziziye mahallesinde dünyâya geldi. Babası Hüseyin Avni Bey, annesi Şefika Hanım’dır. 1935 yılında babasının memuriyeti dolayısıyla Ankara’ya yerleştiler.
İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra, İzmir Yüksek Ticaret ve İktisat Mektebi’ni bitirdi ve ardından Gaziemir İkinci Ulaştırma Mektebi’nde yedek subaylığını yaptı. İlk memuriyetine Salihli’deki Demirköprü Barajı’nda başladı.
1964 yılında Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (T.R.T.) İzmir Radyosu’nda göreve başladı. Mart 1981 yılında emekliye ayrıldı. Ali Rızâ Avni Tınaz, 1985 yılında Ege Üniversitesi Konservatuvarı’na öğretim görevlisi olarak tayin edildi ve burada müzik tarihi ve form bilgisi dersleri verdi.
Burada Türk Müziği Yayınları müdürlüğü, T.R.T. Genel Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Repertuvar Kurulu, Danışma Kurulu üyeliklerinde, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları 3. İşletme Müdürlüğü Sosyal İşler ve Basın Bürosu Şefliği lokal müdürlüğünde bulundu.
Kurtuluş savaşı esnasında İzmir’e ilk giren süvari teğmeni olan babası “Tınaz” soyadını bu savaşta katıldığı Afyon’daki Tınaztepe’de çarpışması sebebiyle almış, ancak Ali Rızâ Avni meslek hayâtı boyunca Tınaz soyadını pek kullanmamıştır. 29 Mart 1995 tarihinde vefat etti ve ertesi gün Buca Yeni Mezarlığa defnedildi.
Ortaokulda müzik hocası Saip Egüz’den aldığı nota ve solfej dersleriyle mûsiki bilgisini arttıran Ali Rızâ Avni, 1945 yılında bir süre Ankara Mûsiki Derneği’ne devam etmiş, burada; Hayri Yenigün, Mehmet Fehmi Tokay, Nuri Halil Poyraz gibi hocalardan faydalanmıştır.
Ayrıca Refik Fersan, Münir Nurettin Selçuk, Yesâri Âsım Arsoy, Reşat Aysu gibi mûsikişinaslarla çalışmıştır. Devlet Demiryolları’ndaki görevi sırasında kurduğu Türk mûsikisi korosuyla birçok konser vermiştir. Bazı şiirler de yazan Ali Rızâ Avni, 1950 yılında bestekârlığa başlamıştır.
Bestelediği ilk eser güftesi Seyyid Nizamoğlu’na ait, “Deldi bağrım bülbül-i bîçâre nâlânın senin” mısraıyla başlayan nevâ ilâhisidir. Onun 150’nin üzerinde eser bestelediği bilinir. Güftelerinin çoğu kendisine, bazıları Bedri Noyan‘a aittir. Mevlevî âyini, durak, tevşih ve ilâhi gibi dinî mûsiki formlarının yanı sıra çeşitli makamlarda takım (peşrev, I. beste, II. beste, ağır semâi, yürük semâi, saz semâisi), kâr ve şarkılar bestelemiştir.
Ali Rızâ Avni, 1948 – 1988 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde bugün örneğine pek az rastlanan 187 adet eleştiri ve bilimsel makale şeklinde müzik yazıları yayımlamıştır. Bu gazete ve dergilerden tesbit edilebilenler şunlardır: Demokrat İzmir, Ege Ekspres, Yeni Asır; Musiki Mecmuası, Musiki ve Nota, Mızrap. Reşat Aysu‘nun kürdili-hicazkâr makâmında bestelediği saz semâisinin melodileriyle başlayan “Ses ve Saz Dünyâmızdan” adlı radyo programı 1961 yılından itibaren otuz yedi yıl devam etmiştir.
En uzun soluklu program olması dolayısıyla Guinness rekorlar kitabına geçen bu programdan başka “Müzik Dünyâmızdan Portreler”, “Bir Bestecimiz Var”, “Yaşayan Bestecilerimiz” adı altında programlar düzenlemiştir. Ali Rızâ Avni’nin en önemli yönü arşivciliğidir.
1941 yılından beri topladığı, Türkiye’deki bestekârların değişik dönemlerine ait 4.000’den fazla fotoğraf, 8.000 taş plak ve 1.400 makara bandını sağlığında Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsikisi Konservatuvarı’na bağışlamıştır. Vefatından sonra geride bıraktıkları, konservatuvar kütüphanesiyle odasında korunmaktadır.
Kaynak: islamansiklopedisi.info