Tekke mûsikîsi nedir?

İslâm dini çerçevesi içinde kurulmuş olan birçok tarikatta, oturarak ya da ayakta olmak üzere değişik biçimlerde, ağır ve yürük usullerle yapılan ayinlerde, gerek raks için, gerekse kesin bilgiye ulaşmak ve kendinden geçip dünyâyı unutmak gayesiyle bestelenmiş eserlerin bütününden oluşan mûsikîye Tekke mûsikîsi denmektedir.

Tekke Mûsikîsi’nin Özellikleri

Tekke mûsikîsi’nde icra edilen müsiki bir amaç olmayıp, bir araçtır. Onunla, Peygamberimiz (s.a.v.)’in dilinde “büyük savaş” olarak nitelendirilen nefisle olan savaşın kazanılması amaçlanmıştır.

Tekke mûsikîsi, dini öğretilerin yaşanmasında çok büyük bir etken olan aşkı temin eder ki; mûsikîsinin aşkı arttırdığı ve ruhları arıttığı bilinen bir gerçektir. Tekke mûsikîsi’nde, kullanılan güftelerle mütenasip olarak tasavvufî bir lirizm, yani ilâhî bir neşe ve ritim duygusu hâkimdir.

Tekke mûsikîsi’nde, – Şuğuller’deki Arapça ile Mevlevî Âyinleri’ndeki Farsça istisna edilirse – kullanılan güftelerin çoğunluğunu Türkçe güfteler oluşturmaktadır. Tekke mûsikîsi’nin icrasında Klasik Türk mûsikîsi sazlarına yer verilir ki; bu Tekke mûsikîsi’nin en belirgin özelliğini teşkil eder.

Tekke mûsikîsi ‘ne ait eserlerin büyük çoğunluğu solo olarak okunmaktadır. Ancak – yerine ve zamanına göre – bazı eserler koro olarak da okunmuştur. Özellikle tek sesli koronun icra etmesi için bestelenen bu eserlere “Cumhûr İlâhî, Cumhûr Durak” gibi isimler verilmiştir.

Tekke mûsikîsi’nde kesin bir sınırlama yoktur. Bir İlahi veya başka formdaki bir eser (Mevlevî Âyinleri hariç), farklı tarikatların âyininde kullanılabilmiştir. Mesela; Mevlevî mûsikîsi’nin çok ünlü bir eseri olan Na’t-ı Mevlânâ, bir kıyâm zikri sırasında bir Kâdirî veya Rufaî âyininde okunabildiği gibi, Sâ’dî ilâhîsi diye bilinen bir eser de bir Halvetî devrânında okunabilmiştir.

Câmi mûsikîsi‘nde olduğu gibi, Tekke mûsikîsi sahasında eser veren bestekârların da ilhamlarını ses sanatına dökerken uymak zorunda oldukları, zaman içinde oluşmuş beste kalıplan vardır ki, buna da Tekke Mûsikîsi Formları denmektedir.

Bu formlar şunlardır: Mevlevî Âyini, Durak, Kasîde, Şuğul, İsm-i Celâl, Savt, Mersiyye, Nefes, İlâhî ve Na’t.
Dr. Yavuz DemirtaşKaynak: ktp.isam.org.tr

Bir yanıt yazın