Eserin künyesi
Bestecisi: Kemânî Tatyos Efendi
Güfte şairi: Ahmet Râsim
Makâmı: Uşşak makâmı
Usûlü: Aksak usûlü
Formu: Şarkı formu
Sözleri
Not
Güftedeki virgüller, şiirlerin bilinen/tartışılan edebî kuralları dışında, okumayı biraz duraklatarak, kelimelerin ve cümlelerin anlamlarının, anlaşılarak hissedilmesine, katkı sağlaması amacıyla kullanılmıştır.
Bu, akşam, gün, batarken, gel
Sakın, geç, kalma, erken, gel
Tahammül, kalmadı, artık
Sakın, geç, kalma, erken, gel
Cefâ, etme, bana, mâhım
Sonra, tutar, seni, âhım
Üzme, beni, şivekârım
Sakın, geç, kalma, erken, gel
Öyküsü
Kemânî Tatyos Efendi ve Ahmet Râsim, bazı arkadaşları ile bir muhabbete oturmuşlar, bir taraftan bir şeyler atıştırıyorlar, bir taraftan da hafiften çakıyorlar. Muhabbetin sonuna doğru Tatyos Efendi, Ahmet Râsim’den çok hoşuna gittiğini söylediği bu güfteyi, bestelemek istediğini söyleyerek ister.
Karısının bir sözü üzerine yazdığı ve bestesini de yapmayı tasarladığı bu güfteyi, çok sevdiği ve sanatını takdir ettiği Tatyos Efendi’ye tereddütsüz verir.
İki büyük ustanın çok sevilen bu müşterek eseri meydana gelir. Güzelliğini ve tazeliğini devam ettirerek, hatta Gaziantep erkeklerine ilham olarak bu günlere ulaşır.
Ahmet Râsim Bey, içkiye düşkün ve çapkın mizaçlı bir besteci ve yazarmış. Her akşam eve geç gelir, o saatlere kadar arkadaşlarıyla içer, sohbet edermiş.
Yine bir sabah evden çıkarken, haydi hanım Allaha ısmarladık dediğinde karısı; o gece de geç geleceğini bildiği Ahmet Râsim Bey’e “Bey, bu akşam bari geç kalma, ne olur erken gel, biliyorsun misafirlerimiz gelecek.” demiş.
Ahmet Râsim de “Peki hanım, merak etme erken gelirim.” Demiş amma, yine sözünde duramamış, arkadaşları ile içki ve sohbet sofrasında vakit gece yarısını bulmuş. Fakat karısının sabah kendisini uğurlarken söylediği sözler de hiç aklından çıkmamış. O duygu ile belki de o gece yazdığı güfte; Tatyos Efendi’nin bestesiyle renklenmiş, dillerden düşmeyen o eser, o güzelim uşşak şarkı meydana gelmiş.