Hüdâi Aksu, 5 Şubat 1948 tarihinde Bartın’da dünyâya geldi. Doğuştan gözleri görmeyen Aksu, 1954 yılında Ankara Körler Okulu’na girdi ve ilkokul eğitiminden sonra sanat çalışmalarını aynı okulun sanat kısmında sürdürdü.
Kısa zamanda müziğe olan yeteneği sayesinde öğretmenlerinin dikkatini çeken Hüdâi Aksu, ud çalışmaları sırasında, Ankara Radyosu fasıl hocalarından ünlü müzisyen İbrâhim Tuğberk’ten dersler aldı.
1965 yılında Körler Okulundan mezun olduktan sonra İstanbul’a geldi ve derneğin müzik ekiplerinde çalışmaya başladı.
1966 yılında Körler Okulu’nda tanıştığı ses sanatçısı Elfida Hanım’la evlendi. Bu evlilikten üç çocukları oldu.
Dernek bünyesindeki müzik çalışmalarının yanı sıra Boğaziçi’nin gece hayâtını oluşturan ünlü eğlence mekanlarında sanat icra eden Hüdâi Aksu, kısa zamanda tanındı ve geniş bir hayran kitlesi edindi.
Ünlü sanatçı Zeki Müren ve pek çok sanatçı Aksu’nun ud icrası ve sesine olan hayranlıklarını zaman zaman ifade etmişlerdir. 1973 yılında ilk kasetini çıkaran Hüdâi Aksu’nun toplam 41 albümü bulunuyor. Çoğunun gelirinden doğru dürüst yararlanamadığı bu albümler sayesinde, yurt içinde ve özellikle yurt dışında yaşayan gurbetçiler arasında önemli bir ün kazandı.
1970’li ve 1980’li yıllarda, bugünkü tanıtım araçlarının yeteri kadar gelişmemiş olması yüzünden, kitlelere ulaşma konusunda yine de sıkıntılar yaşayan Hüdâi Aksu’nun ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyi ne yazık ki sergilediği sanatına denk düşer düzeyde olamadı.
Hüdâi Aksu’nun da tanınma konusunda özel bir çaba içinde olmaması, onu kitlelere tanıtma önerisiyle yaklaşanlara kuşkuyla bakması gibi etmenlerin bu duruma yol açtığı söylenebilir.
1970’li yılların istikrarsız ortamında, icra etmekte olduğu sanatına rağmen geleceğin belirsiz olduğunu gören Hüdâi Aksu, bir yandan öğrendiklerini yeni nesillere aktarabilmek, diğer yandan da kendisi ve çocuklarının geleceğini güvenceye alabilmek için, körler okullarında çalışmak istemesi üzerine, 1977 yılında Ankara Körler Okulu’nda müzik öğreticisi olarak göreve başladı. Bir yıl sonra İstanbul Körler Okulu’na tayin edilen Hüdâi Aksu, o zamanlar İstinye’de bulunan İstanbul Körler Okulu’nda iki yıl ud öğreticiliği yaptı.
Daha sonra öğretmenlikten ayrılan Aksu, 21 yıl süreyle kesintisiz olarak Kumkapı’daki bir eğlence mekanında akşam programları icra etti. Son yıllarda yaşadığı çeşitli sağlık sorunları yüzünden işi bırakan Hüdâi Aksu, müzik çalışmalarını farklı yerlerde ve aralıklarla sürdürdü. 4000’den fazla Türk Sanat Müziği eserini notasıyla bilen ve bunları hakkıyla icra edebilen ender müzik adamları arasındadır.
Yöresel türkü ve şarkıları bile icra edebilme yeteneği yüzünden onu “tombala torbası” şeklinde niteleyenler bile oldu. İstenip de çalamadığı hemen hemen hiçbir eserin bulunmadığı söylenir. Gösterdiği yüksek iş disiplini sayesinde, aynı yerde 21 yıl gibi uzun bir süreyle kesintisiz çalışan çok az sayıdaki müzisyenlerden birisidir.
Saatlerce bir eserden öbürüne geçebilen Hüdâi Aksu, böyle uzun bir programı yalnızca 10 ya da 15 dakikalık kısa bir ara vererek sonuna kadar aynı tempoyla götürme yeteneğini gösterebilmiş, yaptığı işe saygısı yüzünden, kar kış demeden, koşullar ne olursa olsun işini aksatmadan sürdürmüş bir kimsedir.
Her zaman sanatına güvenmiş ve koşullar ne olursa olsun ekmeğini taştan çıkarırcasına bir yaşam mücadelesi yürütmüş, hiçbir zorluğa boyun eğmemiş, başkalarının karşısında küçülmemiş, hakkını almak için her yolu denemiş örnek bir kişi ve iyi bir aile babası olarak tanınır.
Arkadaşları arasında sevilen, körlüğü hiçbir şekilde mazeret olarak görmeyen ve diğerleri tarafından gösterilmesine şiddetle karşı çıkan bir yapıya sahiptir. Son yıllarda yaşadığı sağlık sorunları artmış ve 10 Şubat 2009 cumartesi günü, kalp yetmezliğinden aramızdan ayrılmıştır. Kaynak: tr.wikipedia.org