Seyrânî

Seyrânî, 1807 yılında Kayseri’nin şimdiki adı Develi olan Everek ilçesinde dünyâya gelmiş, gene doğduğu yerde, 1866 yılında ölmüştür. Doğum ve ölüm yıllarının doğruluğu şüphelidir. Yoksul bir mahalle imamı olan Cafer Hocanın oğludur. Asıl adı Mehmet’tir.

Medresede birkaç yıl okuduktan sonra ayrılmış, İstanbul’a gitmiş ve İstanbul’da yedi yıl kalmıştır. Şiirlerinde İstanbul’da “bilimsel ve kültürel öğrenim” gördüğünü yazmıştır. Bir yandan da Alevi – Bektaşiliği seçmiş, tekkelere gitmiştir. Yergici, taşlamacı yanını acımasızca kullanmaktan çekinmemiştir.

Anlaşılan odur ki Seyrânî, doğasal olarak her türlü yanlışlıklara karşı çıkmadan, olayları, kişileri yermeden edememektedir. Bu yüzden olacak, İstanbul’da seçkinleri yerdiği için hakkında kovuşturma açılmış, o da bir dostunun yardımıyla İstanbul’dan kaçıp, Develi’ye gelmiş, bir daha da İstanbul’a gitmemiştir.

Özellikle Orta Anadolu’da gezdiği anlaşılan Seyrânî’nin, “Âşık Toplantıları”na katıldığı, düzenlenen türlü sazlı sözlü yarışmalarda hep önde gittiği anlaşılıyor.

Yaşamının sonuna doğru bir sinir hastalığına da tutulan Seyrânî’ye, son döneminde “Deli”‘ dendiği saptanıyor. Yaşamı acılarla, yoksulluklarla geçmiştir. Yaşamı böyledir de Seyrânî, bütün bunlara karşın yaşama sevincini ve direncini hiçbir zaman yitirmemiştir. Yoksulluğunu, çektiği acıları, dik kafalı bir ozan oluşuna bağlamak da, pek yanlış olmaz.

Yaşadığı dönemde, ülkede de birtakım değişiklikler, yenilikler başlamıştır. Çağdaş okullar açılmaya, yeni mahkemeler kurulmaya başlamış, ülkeye telgraf gelmiş ve çeşitli yenileşme çabaları gözlenir olmuştur. Bütün bunları yakından izlediğini, halkın üzerindeki etkileri gözlediğini, şiirlerinden, çıkarma olanağı vardır.

Bu bakımdan kendisinden önceki ozanlar gibi alışılmış konu sınırlarını aşan, çağdaş olayların, oluşumların içine girmeye çalışan, bunları eleştirel gözle değerlendirmeye yönelen bir ozan olarak özellikle dikkati çekmektedir. Bu yergici, taşlamacı tavrının yanı sıra, içtenlikli, duyarlıklı bir yanı olduğu da görülüyor. Seyrânî, çağının ve halk şiirimizin üzerinde önemle durulması gereken, en güçlü ve en ilginç ozanlarından biridir.

Ulu Ozanlar - Seyrani

Bir yanıt yazın