Türk Edebiyatına birçok değerli eser bırakan Hüseyin Yurdabak, son yıllarda çıkardığı Antolojilerle Türk şiirine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Yıllardır radyolarımızdan severek dinlediğimiz “Her mevsim içimden gelir geçersin“, “Yaz gelince çayır çimen biçilir, yar elinden zehir olsa içilir” şarkılarının ve daha birçok şarkının sözlerine imza atmıştır.
Hüseyin Yurdabak, 1931 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesine bağlı Yoğunpelit köyünde dünyâya gelmiş, 9 Ocak 2008 tarihinde vefat etmiştir. Babasının adı Ahmet, anasının adı Ayşe Hanım’dır. 10 yaşına kadar çocukluğu köyde geçti. 1936 yılında aile önce Beypazarı’na sonra da Ankara’ya göç etti.
Yaz aylarını Beypazarı’nda ve köyde, kış aylarını da Ankara’da geçirdi. Bu yaşantısı, şairin 75 yaşına gelmesine rağmen hâlâ böyle sürmekteydi.
Başkentte yaşıyor ama bir ayağı Beypazarı’nda ve köydedir. İlk, orta ve liseyi Ankara’da, yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek Gazetecilik Okulunda yaptı. Askerliğini yedek subay olarak Ankara’da tamamladı.
1954 yılında Güngör Hanım’la evlendi. 40 yılı aşkın bir süre ticaretle uğraştı. Özel hayâtında uğraş verdiği konulan şöyle sıralayabiliriz:
- Ankara Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanlığı (1975 – 1982),
- Ankara Bakkallar Esnaf Kefalet Kooperatifi Kuruculuğu ve Başkanlığı.
- Ankara toptancı esnafının bir kuruluşu olan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Kooperatifinin (şirketin) Genel Müdürlüğü (1985 – 1990)
- Türkiye Kooperatifçilik Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yayın Kurulu Başkanlığı ve bu kurumun Yayın organı olan (Karınca) Dergisinde 1977 – 1982 yılları arasında Yazı İşleri Müdürlüğü görevinde bulundu.
- 1976 – 1979 yılları arasında Türkiye Bakkallar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır.
Aldığı ödüller
- Ateşe Esen Rüzgâr adlı eserine yurt dışından İsveç Hümanist Enternasyonal Kuruluşundan Özel Jüri Ödülü,
- 2000 yılı Türkiye Folklor Kurumunun’Türk Halk “Kültürüne Hizmet Ödülü”,
- Merkezi Azerbaycan’da olan, Türk Dünyâsı Genç Yazarlar 2002 yılı Edebiyat ödülünü almaya layık görülmüştür.
İLESAM ( Yönetim Kurulu Üyesi), Türkiye Yazarlar Birliği, Türk Dünyâsı Kültür Edebiyat Vakfı, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Türk Folklor Kurumu ve Beypazarı Gazeteciler Cemiyetinin kayıtlı Şeref üyesidir. On kadar şiiri bestelenmiştir. Doğduğu şehir Beypazarı’nın bir sokağına onun adı verilmiştir. Kaynak: ilesam.org.tr
Türk Edebiyatının son dönem emektarlarından, emeğinin karşılığını ödüllerle anasının ak sütü gibi hak ederek kazanmış bir yazar, diye konuşurken akla ilk gelen isim şüphesiz Hüseyin Yurdabak olur.
Şair ve yazar olarak bir çok kuruluş tarafından ödüllendirilen Hüseyin Yurdabak’a verilen ödülün birinin “Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü” olduğunu söylersek, Hüseyin Yurdabak’a niçin Türk Halk Kültürünün hizmetkarı dediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.
Şiirleriyle gönüllerde taht kuran Hüseyin Yurdabak’ın şiirlerinin ne denli çok sevildiği bestecilerimizin de dikkatinden kaçmamış, 10 kadar şiir bestelenmiştir. Hüseyin Yurdabak’a ayrıca, eskilerin o çok güzel deyimiyle güldeste, yeni adıyla antolojinin babası dersek, hakkını teslim etmiş oluruz.
Bugüne kadar tam 11 antoloji hazırlayıp edebiyat dünyâmıza kazandıran Hüseyin Yurdabak, bu alanda bir ilke de imza attı. Türkiye’de ilk kez Kadın Şairler Antolojisi hazırladı. Bu antolojide naçizane bana da yer vermiş. Buradan kendisine teşekkür ederim.
Her anını edebiyatla yaşayan, ömrünü Türk kültürüne adayan Hüseyin Yurdabak kimdir, nerede doğmuş, ne iş yapar derseniz, işte cevabı: Hüseyin Yurdabak, 1931 yılında Ankara’nın Beypazarı İlçesini Yoğunpelit Köyünde doğdu. 1948 – 1960 yılları arasında Hüseyin Çolak imzası ile şiirlerini yayınladı.
Soyadını Yurdabak olarak değiştirdikten sonra Hüseyin Yurdabak olarak ün yaptı. Babasını adı Ahmet, anasının adı Ayşe Hanımdır. 1936 yılında ailece önce Beypazarı’na sonra da Ankara’ya göç ettiler. Yaz aylarını Beypazarı’nda ve köyde, kış aylarını da Ankara’da geçirdi. Şair 75 yaşına gelmesine rağmen, bu yaşayışını hala sürdürmektedir.
Başkent’te yaşıyor ama, bir ayağı Beypazar’nda ve köydedir. İlk, orta ve liseyi Ankara’da. Yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek Gazetecilik Okulunda yaptı. Askerliğini yedek subay olarak Ankara’da tamamladı. 1954 yılında Güngör Hanımla evlendi.
Eserleri, Türk Edebiyatı, Türk Dili, Dil, Bahçe, Yedi Gün, 20. Asır, Her Hafta, Filiz, Edebiyat Âlemi, Size, Defne, Yesevi, Erciyes, Karınca, Çağrı, Türk Sanatı, Tarla gibi sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlandı.
- Altın Kumlar (1962),
- Ateşe Esen Rüzgâr (1992),
- Hüzün Durağı (1993),
- Terazi (1999),
- Türk Edebiyat Terimler Sözlüğü (1999),
- Beypazarı’ndan Geçerken Hüznün Tadı (2003),
- Edebiyatımızda Şiir Yıldızları (2005),
- Türk Edebiyatından Bir Demet (2005)
Adlı eserleri yayımlandı. Ayrıca 11 antolojisi vardır. Ateşe Esen Rüzgâr adlı eserine yurt dışından İsveç Humanist Enternasyonal Kuruluşundan Özel Juri Ödülü, Türk Folklor Kurumu’nun 2000 yılı Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü ile merkezi Azerbaycan’da olan Türk Dünyâsı Genç Yazarlar Kuruluşunun 2002 yılı edebiyat ödülünü almaya layık görülmüştür. 10 kadar şiiri bestelenmiştir.
İLESAM, Türkiye Yazarlar Birliği, Türk Dünyâsı Kültür Edebiyat Vakfı, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Türk Folklor Kurumu, Beypazarı Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesidir. Memleketi Beypazarı’nda bir caddeye adı verilmiştir. Böylesine değerli bir edebiyat ve kültür adamının değerini bilen ve adını sağlığında bir caddeye vererek ölümsüzleştiren Belediye Başkanı ve Meclis üyelerine, Türk Edebiyatı adına teşekkür etmek de bizim boynumuzun borcu.
Kaynak: Münevver Düver – beypazarigundem.com