Hüseyin Siret Özsever, 1872 – 1959 yılları arasında yaşamış siyaset adamı ve şair. Servet-i fünûn topluluğunun hayâttan en son ayrılan temsilcisidir.
Asıl adı Hamdullah Siret olan şairin adını Tevfik Fikret, Hüseyin Siret’e çevirmiştir. 1900 ve 1913 yıllarında siyasi nedenlerden dolayı yurt dışına kaçmış, Fransa’da Osmanlı hürriyet perveran cemiyeti’nin yayın organı olan “Osmanlı” gazatesini yayımlamıştır.
Hüseyin Siret Özsever, servet-i fünûn şairleri içinde duygusal yönü ve lirizmi en belirli şair olarak tanınmıştır. (Ömer Senin takma adı da onundur)
Konularını özellikle hisli ve ince temalarda seçmiş; aşk, özlem, gurbet ve tabiat güzellikleri üzerine manzumaler düzenlemiştir.
İlk şiirlerinde Tevfik Fikret’in tekniği göze çarpar. Dil ve anlatımda diğer servet-i fünûn’culardan pek ayrılmayan Hüseyin Siret, sonraları dilde belli bir durululuğa yönelmiştir.
Ömrünün son dönemlerinde yeni tutumların izinde hece ölçüsünü denedi, dilini yalınlaştırdı, hiçbir zaman Serveti fünun ve sonrasının öncü şiir sanatçıları arasında yer alamadı. Bunda görevi gereği kültür başkentinin uzağında yaşamasının da rolü oldu.
Mülkiye’yi bitirdikten sonra bazı devlet kalemlerinde çalışırken Abdülhamit yönetiminin kuşkusuyla Anadolu’nun uzak bir köşesine sürülmüştü. (Adıyaman 1897) Kahire ve Paris’e kaçtığı yıllardan sonra, ikinci Meşrutiyet döneminde il mektupçuluklarında bulundu ve siyasal rüzgarlar gereği, yine İsviçre’ye sığındı.
Dönüşünde (1918) edebiyat öğretmenlikleri, bakanlık örgütlerinde sorumlu memurluklar yaptı. Sonrasında, uzun yıllar kendi köşesinde yalnız kaldı.
Eserleri
- Leyâl-i girizân (Servet-i fünûn dönemi şiirleri),
- Bağbozumu (Yeni tarza yönelik şiirleri),
- Kaçak Geceler (1910),
- Kıvılcımlı kül (1937),
- Bağbozumu (1937) ve
- Kargalar (1942)