Deyiş Formu
Alevi – Bektaşi kültürünün en başta gelen şiirsel ve müziksel formu olan deyiş, Büyük Türkçe Sözlük’te, kelime anlamı olarak “deme, söyleme işi”, uygulama olarak da, “Alevi – Bektaşilerce yüksek anlamlı koşuk” ve “Semahla birlikte yalnızca bağlama eşliğinde ağır tempoda söylenen bir tür beste” olarak tanımlanır.
Duygulu, deyiş teriminin Anadolu Aleviliği ve Anadolu köy Bektaşiliğinde yaygın olarak kullanıldığını, yani kentsel değil, kırsal bir form olduğunu, bazı yörelerdeki Aleviler tarafından deyiş terimi yerine, deme, beyit, dime, deylem ve âyet kelimelerin de kullanılabildiğini belirtir.
Erol, deyişlerin Alevi – Bektaşi kültürünün en önemli aktarıcısı ve iletişim şekli olduğunu, bunların Alevi birlik ilişkisinde, söz söyleme, söylenen sözü dinleme, onları tekrarlama, yeniden oluşturma ve ortak geçmişe bağlanma şeklindeki en önemli öğrenme yöntemi olarak kabul edildiğini ifade eder. Âşıklar tarafından bağımsız olarak yaratılmış deyişler dışında, özellikle Cem töreni sırasında seslendirilen, belirli anlam ve görevleri olan deyişlerin, On İki Hizmet deyişi, çerağ uyandırma deyişi, niyazlaşma deyişi, semah deyişi gibi isimler aldığı görülür.
Markoff ’un tasavvufi aşk şarkıları olarak tanımladığı deyişler, müziksel bağlamda değerlendirildiğinde Alevi – Bektaşi inancına bağlı âşıkların kırsal alanda, şiir üzerine daha çok doğaçlama olarak ortaya çıkardıkları, ölçülü bir müziksel form niteliği taşır.
Deyişler, âşıklar tarafından yaratılmasından dolayı, halk müziği ezgisel yapısına sahiptir. Bu bağlamda, Anadolu halk müziğinde kırık hava denilen formlar içinde ve yaratım ortamı ve şekli itibarı ile otantik – bireysel halk müziği olarak değerlendirilebilir. Ancak buradaki sınıflandırmalar, kendi geleneksel otantisitesi ve ortamı içerisinde yaratılan, popülerleştirilmeyen eserleri kapsar.
Deyişlerin en önemli müziksel özelliği, bir müziksel bir motifin, minimal olarak ifade edilebilecek şekilde, küçük değişikliklerle tekrarlarından oluşmasıdır. Deyişin, sözlü ve sözsüz (çalgısal) kısımlarında yapılan müziksel motif değişimi, alışılmış bir şekilde ya tüm ozanlar tarafından aynen yapılabildiği gibi, her bir ozan tarafından, seslendirenin müziğe veya bağlamaya olan hâkimiyetiyle ilgili olarak da doğaçlama olarak yapılır.
Kaynak: mehmetozgurersan.com