Eserin künyesi
Yöresi: Kars yöresi
Kaynak kişisi: Âşık Dursun Cevlânî
Derleyeni ve notaya alanı: Muzaffer Sarısözen
Formu: Türkü formu
Sözleri
Bir hışmınan, geldi, geçti
Kiziroğlu, Mustafa, bey
Hışmı dağı, deldi, geçti
Bağlantı:
Ağam kim, paşam kim?
Nigâr kim, hanım kim?
Kim kim, kim, kim
Kiziroğlu, Mustafa, bey
Bir beyin, oğlu, zor beyin, oğlu
Vay, ben ona, eş, olaydım
Anadan, on beş, olaydım
Keşke onla, kardaş, olaydım
Bir at, biner, ala, paça
Mecal vermez, kır at, kaça
Az kalsın, ortamdan, biçe
Hay edende, haya, teper
Huy edende, huya, teper
Köroğlu’nu, çaya, teper
Öyküsü
Kizir, Kars’ın Susuz kazasına bağlı bir köydür. Bu köy Kısır dağlarının geniş eteklerine kurulmuştur. Köyün dört bir yanından ise soğuk pınarlar akar. Köy düz toprak damlı evlerden oluşmaktadır ve köyün hâkim bir yerinde de bir kale kalıntısı vardır. Köylüler Kiziroğlu’nun kalesi derler buraya.
Kiziroğlu bu köyde yaşamış ve burada efsaneleşmiştir derler. Söylentiye göre, şimdiki Kiziroğlu Köyü’nün yerinde bir birinden uzak yirmi – yirmi beş kadar ev bulunmaktaymış. Bölge dağlık ve ormanlık olduğu için, insanları da bu nedenle olacak ki çok serttir. O zamanlar burada yaşayan insanların başında bulunan kişiye “Kizir” derlermiş. Kizir, “Muhtar” demektir.
Gün gelmiş zamanın Kizir’inin ünü tüm Anadolu’ya yayılmış. Tüm kötüler ondan korkar olmuş. Gel zaman git zaman Kizirin bir oğlu olmuş. Daha küçükken iyi at biner, kılıç kuşanır olmuş. İşte Kiziroğlu Mustafa Bey bu çocuktur. Bütün çocukluğu Kısır Dağı’nda at binip avlanmakla geçmiş Mustafa’nın. O da babası gibi büyüyünce namlı bir yiğit olmuş, haksızlık ve adaletsizliklerle savaşmaya başlamış. Zaten onun bulunduğu çevrede kimse haksızlık etmeye cesaret bile edemezmiş.
O sıralarda doğuya gelen Köroğlu, Kısır Dağları’nda Ferro deresine yerleşir. Amacı doğudaki haksızlıkları yok etmektir. Bir gün Köroğlu bir at gezisinde Kizir Köyü’nü görür, “Burada ki adaletsizlikler de benden sorulur” der ve gider orada bir kale kurar. İşlerinden dolayı bir müddet köyünden ayrı kalan Kiziroğlu köye döndüğünde Köroğlu’nun kalesini görür ve sinirlenir.
Köroğlu’nun yanına gider, sertçe çıkışır “Sen kim olasın ki benim yurdumda saltanat süresin!” Her ikisi de bir birlerini kötü insan olarak bilirlermiş. Köylülerin söylemesi böyle. Yiğitlerin kavgası o zamanın adaletine göre iki yiğit dövüşür, galip gelen diğerini öldürüp savaşı kazanırmış. Köroğlu ve Kiziroğlu günlerce at üstünde kavga etmişlerse de yenişememişler. Kılıç kavgasında ve güreşte de yenişememişler.
Mustafa Bey’in atı Ala Paça da Köroğlu’nun atı Kırat’la güreşmekte. Mustafa Bey şöyle bir geri bakmış ki ne görsün, atı Ala Paça Köroğlu’nun atını alt etmiş duruyor. “Ola benim atım Köroğlu’nun atını alt etmiş, ben Köroğlu’nu alt etmezsem halim nic’e olur” deyip gayrete gelmiş Köroğlu’nu yere vurmuş. Tam kamasını çekmiş vuracağı sırada Köroğlu, “Dur yiğit, bana biraz mühlet ver yiğitlerimi göreyim karımla helalaşayım” demiş. Mustafa Bey bırakmış. Köroğlu eve gidip olanları karısına sazıyla sözüyle anlatmaya başlamış.
“Bir atı var Ala Paça peh peh peh
Mecal vermez Kırat kaça hey hey hey
Az kaldı ortamdan biçe
Ağam kim, Paşam kim, Nigar kim,
Hanım kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu” diye…
Köroğlu geciktiği için evine kadar gelen Kiziroğlu, kapı aralığından türküyü duyunca duygulanır ve utanır. Kapıyı çalıp içeri girer. Mustafa Bey’i karşısın da gören Köroğlu her şeyin bittiğini düşünürken Mustafa Bey sarılıp onu öper. “Sen benden daha yiğitsin Köroğlu” der. Köroğlu da “Ben artık buradan gideyim burada senin gibi mert ve yiğit biri varken kalmak olmaz” der ve köyü terk edip gider.
Video yorumları
Ali Haydar Gül
Ayna Grubu
Grup Laçin