Öncelikle keman 4 telli bir çalgıdır. Viola ve violenselinde bulunduğu violin ailesinin en küçük ve en yüksek tondan çalan üyesidir.
Kemanda da, gitarda olduğu gibi perde sistemi yoktur. Keman yayı atın kuyruk kıllarından yapılır.Ama genellikle suni kemanlarda at kılı yerine ham misina kullanılır.
Tarihte Keman’ın Yeri
Keman’ın ilk kez nerede yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, ortaçağda İngiltere’de Fiddle, Almanya’da Fiedel İtalya’ da Lira da Braci, Fransa’ da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgılar keman’ın atası sayılır.
Lavignac, keman’ın Türklerin Kemençe’i guz (Oğuz Kemençesinden) alındığını yazar. Bazı kaynaklarda ise Arapların Rebab’ından geliştirildiği öne sürülmüştür.
16. ve 17. yüzyıldaki keman yapım ustaları Nicolo Amati, Paolo Maggini, Giuseppe Guarneru, Antonio Stradivarius keman’a son şeklini vermişlerdir.
Keman asıl biçimi korumakla birlikte, 19. yüzyılda bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir. Keman’a orkestrada ilk olarak,1565 yılında St. Riggo ve Corteccia’nın eserlerinde yer verilmiştir. Sonraki yıllarda orkestradaki görevlerinden dolayı 1. ve 2. keman olarak adlandırılmış orkestradaki sayıları çoğaltılmıştır.
Türk Musikisinde Keman’ın Yeri
Keman’ın Türk ülkesine ne zaman geldiği kesin olarak bilinmiyor. İstanbul ve Trabzon gibi Lâtin ülkeleri ile sıkı ilişkiler bulunan şehirlerde çok eskiden beri keman’ın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür.
Kanunî Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Makbul İbrâhim Paşa’nın gençliğinde, padişahın şehzadesi olarak Manisa’da bulunduğu yıllarda, keman çaldığı biliniyor.
Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klâsik mûsikîmize girememiş olmakla birlikte, halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu. Keman’ı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin, Sultan 1. Mahmud dönemi sanatkârlarından olan Corci olduğu ileri sürülür.
Keman’dan önce mûsikîmizin yegâne sazı Rebab’tı. O yıllarda Keman’a “Viola d’Amore” deniyordu ki, bu sazın benzeri yakın zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanı’dır. Kemani Corci’ye kadar bütün kaynaklarda, eski Türk Kemanını çalanların Türk olduğu halde, 18. yüzyıldan, daha doğrusu Corci’den sonra Türk olmayan kimseler Batı kemanını çalmaya heves etmiş ve pek çok ünlü isim ortaya çıkmıştır.
Hiç şüphesiz bu sanatkârlar “Viola d’Amore” nin farklı şekli olan Sine kemanı’nı çalıyorlardı. Yedi teli olan Sine keman’ın sesi biraz boğukça olduğu ve kemençe sesine benzediği için, musikîden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu.
19. yüzyıl başına kadar keman çalan sanatkârlar keman’ ın her iki türünü de kullanmışlardır. Daha sonra sine kemanı unutulmuştur. Son icrakârları Mustafa Sunar ile Nuri Duyguer olmuştur. Batı keman’ının ülkemize yerleşmesinde Romanyalı Miron’un büyük rolü olmuştur. Ülkemizde Türk Musikîsi ölçüleri içinde çok güçlü icrakârlar yetişmiştir. Bir devreye damgasını vuran bu sanatkârlardan bazıları şunlardır:
Kemanî Hızır Ağa, Kemanî Rıza Efendi, Kemanî Corci, Kemanî Kör Sebuh, Kemanî Aleksan Ağa, Kemanî Memduh, Bülbülî Salih Efendi, Reşat Erer, Nubar Tekyay, Sadi Işılay, Hakkı Derman, Selahattin İnal ve bunun gibi. Musikî terminolojimizde keman çalanlara “Kemanî” denir.
Kemanın Genel Bakımı
- Öncelikle kemanınızın ağaçtan yapıldığını ve darbelere karşı çok narin bir enstrüman olduğunuunutmayınız.
- Kemanınızı oda sıcaklığında muhafaza ediniz. Çok sıcak,çok soğuk yada sıcaklığın sık sık değiştiği ortamlarda bulundurmayınız.
- Keman çalmaya başlamadan önce yayı gerginleştirin ve çaldıktan sonra gevşetin. Yayı hiç bir zaman gergin olarak bekletmeyiniz.
- Çalmadan önce yayı reçineleyerek hazırlayınız. Reçineyi sol elinizle tutun ve yayın reçineyle paralel bir şekilde temas ettiğinden emin olun.
- Çaldıktan sonra tellerin üzerinde reçine kalmamasına dikkat ediniz.
- Eğer keman uzun bir süre çalınmayacak ise mutlaka telleri gevşetilerek ve köprü çıkarılarak bekletilmelidir.
- Kemanınızın silinmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız kesinlikle alkollü bir malzeme kullanmayınız. En iyi çözüm hafif nemli ve polar bir bezdir.
Keman Akort Sistemleri
Batı Müziği
Batı müziği ve orkestral klasik müzikte keman tellerinin akort sistemi üstten alta (kalın telden – ince tele) doğru SOL – RE – LA – Mİ şeklindedir. Yeni başlayan kemanistler için akort yapmayı kolaylaştıran akort cihazları mevcuttur.. Tuner denilen bu cihazlarla harflere göre ( G – D – A – E ) akort yapmak oldukça kolaydır.
Hassas ayarlar için ince ayar burguları (fix) kullanılabilir. Sol (G) | Re (D) | La (A) | Mi (E)
Türk Müziği
Türk müziğinde akort sistemi batı müziğinde olduğu gibi, üstten alta (kalın telden – ince tele) doğru: SOL – RE – LA – Mİ şeklinde olabileceği gibi SOL – RE – LA – RE şeklinde de olabilir. İkinci tür akort sistemi daha çok tercih edilen sistemdir. Ancak adlandırmada farklılık vardır. Teller sol-re-la-mi olarak akort edilir fakat, adlandırılırken DO – SOL – RE – LA olarak adlandırılır. Aynı şekilde ikinci tür akort Sistemi de DO – SOL – RE – SOL olarak adlandırılır ve notasyonda bu isimler esas alınır..
Not: Türk müziği ile uğraşan ve yeni başlayan arkadaşlar tuner yardımıyla kemanlarını akort etmek için parantez içindeki kırmızı renkli harfleri esas almalıdır.
Burada dikkat edilecek husus, örneğin Do sesinin harf karşılığı C olmasına rağmen, keman teli aynı oktavda C yani Do sesine kadar çıkamamakta ve genellikle kopmaktadır. Bu durum diğer teller içinde aynıdır. Kaynak: kemani.org